bugün

entry'ler (166)

her şeyin zaten icat edilmiş olması

nesil olarak yaratıcılığımızı en çok baltalayan, ve hevesimizi her daim kıran bir olgu.
tarihin başka dönemlerinde de böyle hissedildiği olmuştur belki ama 21. yüzyılda had safhasında bu. en azından her şeyin türkler tarafından icat edilmiş olmasına bir derece katlanabilirdim ama maalesef batılılar icat etmiş herşeyi. nedir bilmiyorum ama gençlik olarak birşeyler yapmamız gerekiyor, bu çok açık.

asgari ücret alıp oruç tutan kitle

asgari ücret aldığı için fakir olan, oruç tutup ibadet ettiği için gönlü zengin olan kitledir.

ben bazen kusuyorum

midenin iyi olmadığı, ağızda önü alınamaz bir tükürüklenmenin hasıl olduğu o bildik zamanlarda kurulan, dış dünyayı yeni bir duruma hazırlama cümlesi.
-ben bazen kusuyorum.
-hangimiz bazen kusmuyoruz ki?

otuzbirin yarattığı bağımlılık

otuzbirin sıklaşması neticesinde olağandan fazla meni üretilmesiyle tetiklenen bir şeydir.

gece 12 den sonra yazarların seviyesinin düşmesi

gecenin ilerleyen saatlerinde "gece 12 den sonra yazarların amı götü dağıtması" versiyonu açılabilecek başlık.

seni seviyordum ama sen bilmiyordun

50 karakter sınırına takılıp "...dolayısıyla ne bokuma yaradı seni sevmem" diye devam edemeyen söz öbeği.

her şeyin bir şeyi var

hayatın sandığımızdan daha karmaşık olduğunu dile getiren önerme.

emekli memur mutsuzluğu

"niye daha önce emekli olmadım lan" şeklinde bir pişmanlığın getirdiği tatlı bir mutsuzluk da olabilir tabi.

hiçbir şey yaratmayan tanrı

"sabah erken kalkıp yaratırım yeau" diye düşünmekle büyük hataya düşen tanrıdır. şayet ertelemek çözüm değildir. hem sabahı da henüz yaratmamıştır bu.

güzel kız görünce osuran insan

güzel kızı bu şekilde etkileyemeyeceğini birinin bu insana anlatması lazımdır.

korku filminde oynayan çocuk

korku filmlerinde yaşananların aslında tamamen kurmaca olduğuna bizzat birinci elden tanık olduğundan, yaşamının ilerleyen dönemlerinde de bu tür filmleri yıkılmaz bir psikolojiyle izleyeceğini sandığımız çocuktur.

dolmuş

müsayit bi yerde boşalacak olan.

cinayet saati

Kasımpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne:

zanlı sorgulama esnasında "cinayeti kör bir balıkçı gördü" ve maktulü kastederek "eli kolu bağlıydı ağlıyordu" ifadelerini kullanmıştır. gerek kör bir insanın görgü tanıklığının güvenilir olamayacağı gerekse maktulun anatomisi ve doğası gereği eli kolu bağlı bir biçimde ağlayamayacağı gerçeği, zanlının ifadesindeki tutarsızlığı apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır.dahası zanlı olayın gerçekleştiği saatte sarhoş olduğunu itiraf ederek kendi görgü tanıklığını da bizzati güvenilmez kılmıştır. nitekim olaydan 1 saat sonra birimlerimizce yapılan ölçümlerde zanlıda alkol dozajının bilinç kaybı seviyesinin halen üzerinde olduğu görülmüştür.bütün bunlar yetmezmiş gibi zanlı ifadenin ilerleyen bölümlerinde olay gerçekleştiği esnada yanında halihazırda suç materyali bulundurduğunu ima ediyor(ben vursam kendimi vuracaktım).görüldüğü gibi bütün deliller işbu şahsın etrafında dev bir şüphe bulutu yaratmakta olup; şahsın, ifadesinde "cinayeti üzerine yüklemekle" suçladığı deli cafer, ismail, tayfur ve şaşı adlı mürettebatın olay esnasında olay mahalline 5 kmden fazla bir uzaklıktaki bir barda "vapour-killin' boys" adıyla sahne almakta oldukları görgü tanıklarınca onanmıştır.
davanın bütün bu bilgiler ışığında görülmesini arz ederim.

nihat genç

"bu topraklar-bu toprağın-bu topraklarda" türevlerinden birine her 2 kelimeden birinde muhakkak rastlarız bu şahsın demeçlerinde.

acayip hayvanlara benziyirsen

04.07.2007 tarihli msn konuşmasından alıntıdır.
marmusa: obaa sekizdakkalık orjinal azeri versiyonunu buldum valla
cunaurg: azeri heyranlara benziyirsen

ceo

rise of nations thrones and patriotsta democracy'de president, monarchy'de monarch, despotism'de despot olan ülke lideri capitalism'de yerini CEO'ya bırakır.

futbol topu

temel, bi gün dursunla beraber maça gitmiş. maç 2-2 imiş. 3-2 olmuş. sonra üç-bir'e düşmüş. dört-sıfır olmuş bi ara. heyecanla bu süper maçı seyreden dursunun kulağına eğilen temel:"ha uşağım, bu adamlar bi top için kavga ediyolar. ha şunnara gidip bi top daha alıyım!" demiş. "iyi, git al," demiş dursun, "bi de su al gelirken. susadım!" temel, staddan çıkmış, çarşıya yürümüş, bi spor malzemesi dükkânına girmiş. "bana ordan 21 tane top ver hele uşağım!" sonra, aniden düşünmüş: "iyi de, mantıksız bişiy yapıyom sanırım ben. tek topla oynadıklarına göre, bi bildikleri olmalı!." fekat, bişiy almadan da, dükkandan boş çıkmak istemiyomuş temel..şu bilek kası filan geliştiren yaylı penselerden almış! onu elinde sıka sıka, stada geri dönmüş. "su nerde?" demiş, dursun. "burda!" demiş temel; elini uzatıp, dursunun kulağının arkasından bi pet şişe su çıkartmış. "ahanaa! nerden öğrendin lan bunu!?" gevrek gevrek gülen temel, "nerden olucak" demiş, "sihirbazlı bi filmden!"

alıntıdır: ayrıntılar-metin fidan

futbol

memo tembelçizer der ki, futbol orduların koşu bandıdır.

bonapartizm

"Türkiye'deki rejimin adı Bonapartizm'dir. Bonapartizm, iktidarı emekçilerin alamadığı ama burjuvazinin de alacak kadar palazlanamadığı için siyasal gücünü bürokrasiye devrettiği rejimin adıdır. Marx ve Engels'in 19.yy ortalarında Fransa'daki rejim hakkındaki tanımlarıdır. Asker, sivil bürokrasi ve küçük burjuva aydınlar ittifakı, burjuvazi adına ama burjuvaziye iktidarı tam olarak teslim etmeden erki elinde tutar."

Tayfun Er

iş adamı

iş yapmasalar da parayı cebe indirenler onlar gene.